İzmir’de yaşanan bu olay akıllara durgunluk verdi. 3.bebeğinin doğumu için gittiği hastanede büyük şok yaşayan annenin anlattıkları kan dondurdu.
Bir kamu kurumunda görevli olan baba E.G., ev hanımı eşi G.G.’yi üçüncü bebeklerinindoğumu için özel bir hastaneye götürdü. Ebe hemşire N.G., doğumun başladığı sırada,iddialara göre doktor olmadığı için kafası gözüken bebeği eli ile rahime geri itti.
Bu sırada havasız kalan bebek doğduğundan beri kuvözde yaşama tutunmaya çalışırken, aile,avukatları aracalığı ile doktor ve hemşire başta olmak üzere tüm sorumlular hakkında suçduyurusunda bulundu.
Geçen 12 Şubatta üçüncü çocuğuna hamile olan G.G., sancıları başlayınca doktoru O.G.T.’yitelefonla aradı, doktor gelmelerini söyleyince eşi ile birlikte özel hastaneye gitti.
Normal doğum esnasında bebeğin başı ve saçları görünmesine rağmen iddiaya göre ebehemşire olan N.G., henüz doktor ameliyathaneye gelmediği için eliyle ittirerek rahimiçerisine soktu. Ardından tampon yaparak bebeğin rahimden çıkmasına engel oldu.
Doktor O.G.T.’ninn gelmesi ardından doğum gerçekleşti fakat tampon yapılması vebaşından içeriye doğru itilmesi sebebiyle havasız kaldığı söylenen bebek yoğun bakımaalındı. Doğduğu günden itibaren kuvözde yaşam mücadelesi vermeye başladı.
2.5 aydan bu yana kuvözde yaşam mücadelesi veren bebeklerini henüz kucaklarına alıp sevemeyen baba E.G. ve anne G.G., doğumu yaptıran doktor ve hemşire başta olmak üzere sorumlular hakkında Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Aile adına avukatları Seyit Ahmet Akyüz tarafından savcılığa verilen dilekçede, şöyle denildi:
“Anne, doktoru beklemeden doğumu yaptırmasını istemesine ve bebeğin bu şekilde zarar göreceğini söylemesine rağmen ebe hemşire, müşteki anneyi tersleyerek eylemine devam etmiştir. Bebek uzunca bir süre bu şekilde kalmış ve doktorun gelmesi beklenmiştir.
Doktor şüpheli O.G.T’nin alınan ifadesinde belirttiği gibi, doktor ameliyathaneye girdiğinde dahi ebe hemşirenin bebeğin başını bastırarak doğumu engellediğini gördüğünü söylemiştir.
Doktorun gelmesi ile bebeğin başı serbest bırakılmış ve doğum gerçekleşmiştir. Ancak, bebeğin ana rahminde tampon yapılması ve başındaniçeri iteklenmesi nedeni ile havasız kalmıştır. Bebeğin havasız kalmasının etkisi ile bebek apar topar yoğun bakıma alınmış ve bu güne kadar da halen yoğun bakımda tutulmaktadır.
Bebeğin yoğun bakımda tutulduğu hastaneden alınan raporda beyin hücreleri %95 oranında hasar gördüğü belirtilmektedir. Bu sebeple bebeğin kendi başına solunumunu gerçekleştirmesi mümkün değildir.
İlerleyen zamanlarda da bebeğin hareketlerini yönlendirmesi mümkün olmayacaktır, adeta bitkisel hayata girmiş ve bu şekilde yaşamını sürdürmektedir.Yaşam sürecinin 6 ay civarında sürebileceği ve ölümünün gerçekleşeceği raporla dabelirtilmiştir.
Her ne kadar şüphelilerin ifadelerinin alınması sırasında taksirle yaralamaya nedenolmak suçundan işlem yapılmış ise de doktor ve ebe hemşirenin eylemlerinin görevi ihmal ve ihmali davranışla kasten yaralama, şayet bebeğin ölümü gerçekleşir ise bu durumda ihmali davranışla kasten öldürme suçu kapsamında değerlendirilmesini talep ederim.”
Bebeğini her gün gidip yoğun bakımın camından görüp uzaktan sevebilen anne G.G. doğum içinkendisine gün verildiğine ancak 1 gün evvel sancılarının başladığını anlattı ve şöyle dedi;
“Telefonla doktorumu arayıp bilgi verdim. Hastanede olduğunu söyleyince eşimle birlikte geldik.Tetkiklerin ardından, doğum için içeri alındım. Doktor kontrolleri yaptıktan sonra, benimle ilgilenmesi için hemşireye talimat verdi. Doktor doğumhaneden çıktı.
Doğum başlayınca da ebe hemşire doktoru arayıp bilgi verdi. Bir süre bekledik doktor gelmedi. Doğum başladı, saçı görüldü.Ben hemşireye çocuğu almalarını, geç kalmaları durumunda çocuğun zarar göreceğini söyledim.
Bunun üzerine hemşire N.G., tampon yapıp bebeğin dışarı çıkmasını engelledi. Bir süre sonra doktor geldi ve doğumu yaptı. Çocuğum dünyaya geldiğinde kordonu boynunda değildi. Bunu görünce durumu söyledim. Bebeğim tepki vermeyince de hemen müdahale ettiler, oksijen taktılar.
Çocuğumun vücudu simsiyah idi. Bugüne kadar solunum cihazına bağlı olarak yaşamakta. Doğum sırasında ihmali ve sorumluluğu bulunan herkesten şikayetçi ve davacıyım.”
İfadesinde ilk kontrollerini yaptığını anlatırken, bebeğin kalp atışlarının normal olmadığını bunu düzeltip, hemşireye doğumu takip etmesini söylediğini belirten Dr. O.G.T. şöyle dedi;“Bebeğin 8-9 santimetre görünmesi halinde bana haber vermelerini istedim.
Ancak, beni doğumhaneye çağırdıklarında bebek başının alın hizasına kadar dışarıda olduğunu, başının sol tarafında göbek kordonunun sıkıştığını ebe hanımın eli ile bebeğin başını bastırarak engellediğini gördüm.”
BU HABER HAKKINDA YAPILAN YORUMLAR